Pinperest

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Karanlık Oda

karanlık oda,
dışarıda sağır eden sessizlik.
yanı başımda zamanı durduran,
zavallı saatin çırpınışları.
aldanmayın şehrin parlak ışıklarına,
köpekler
fahişeler
bir de
ben ve lanetli serseriler ayakta.

karanlık oda,
elde kağıt kalem düşünmekteyim;
adını yazmak mı daha zor
yoksa günahlarımı mı.
adın, melekleri ürperten sır,
adın, ihtilal öncesi memleket karmaşası,
adın, kadim çağlardan firari hint destanı
sahi neydi senin adın?

karanlık oda da
kafamda cevapsız sorular,
yaklaşan siren sesleri
ve
annemin gözyaşları...
bileklerimde bir jiletin rahatlatan imzası...


sevgili gönül dostları (Ahmet selçuk ilkan ve Bedirhan Gökçe arası bir tonda söylenmiştir), vaktiyle utanmayıp yazdığım, yazdığım yetmemiş gibi bir de şiir yarışmasına yolladığım bu şeyi sizle niye paylaşıyorum bilmiyorum. Galiba az önce üç beş yerimden soktuğu için, duvara yapıştırdığım sinek yüzünden duygusala bağladım.

2 yorum: