Pinperest

8 Kasım 2013 Cuma

Arınç Erdoğan Tekerrürü

Gündem fukaralığımızdan mıdır nedir, Bülent Arınç ile Başbakan'ın öğrenci evleri meselesinde farklı konuşması dahası bugün Arınç'ın TRT TÜRK kanalında yaptığı açıklamalar gündemi hareketlendirdi. Ak Parti çatırdıyor diyen mi dersiniz, Bülent Arınç'tan daha ileri adımlar bekleyen mi dersiniz. Ortalık şenlendi yani. 

Ben de arşivime bakmaya ihtiyaç duymadan aklımda kalan Bülent Arınç ile Recep Tayyip Erdoğan'ın aynı düşünmediği olayları yazmaya karar verdim. (o favlayanlar tek tek paylaşmazsa göstereceğim onlara ) 

1-  3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olan Ak Parti, meclis başkanlığı için uzlaşmacı bir isim seçmek ister. Parti genel başkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Abdullah Gül'ün aklından bir isim geçer: Vecdi gönül.  Tam o dönemde Bülent Arınç; "Ben meclis başkanı olacağım" der. Bakalım o olay medya da nasıl yer almış.

2- 1 Mart 2003, Irak tezkeresi Mecliste oylanıyor. Recep Tayyip Erdoğan tezkerenin geçmesi için bastırıyor. Bülent Arınç Meclis başkanı ve karşı olduğunu açıklamaktan geri durmuyor. Mecliste oylama olur, 264 evet oyu çıkar. CHP salt çoğunluk sağlanmadı der, Bülent Arınç dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün ayağa kalkmasına bile aldırmadan CHP'yi haklı bulur ve gizli oturumu kapatır. Sonrasında yaptığı açıklama manidardır; "big brother bizi bir aydır izliyordu"


3- 2007 yılındayız. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ülke gündeminde. Meydanlarda Çankaya Köşkünü kaptırmamak için yüzbinlerce kemalist bağırıyor. Ak Partinin adayı olarak, Vecdi Gönül, Köksal Toptan hatta Deniz Ülke Arıboğan'ın adı geçmekte. Bülent Arınç gene devreye girer ve önce yaptığı Dindar Cumhurbaşkanı seçilecek sözüyle sınırı belirler, sonra da  Başbakan'a rest çeker: " Ya siz aday olun, ya Abdullah Gül aday olsun, yoksa ben aday olacağım. "

4- Tarih 2008, CHP'nin grup başkan vekili Kemal Kılıçdaroğlu Ak Partinin önemli isimlerinden Şaban Dişli hakkında belgeler açıklar. Şaban Dişli'nin konuşulduğu MYK toplantısına o dönem MYK üyesi olmadığı halde giren bir isim vardır: Bülent Arınç . Şaban Dişli'yi çok sert bir şekilde uyarır ve Dişli istifa eder.    (Şaban Dişli halen daha genel başkan danışmanı ) 

5- 7 Şubat 2012 yani Meşhur Mit krizi. Bülent Arınç bir açıklama yapar. açıklama uzun uzun karşı çıkar lakin güzel bir cümlesi vardır, diğer bakanlardan farklı olarak. " Ama buna rağmen çağrılmışlarsa savcıdır, çağırır, buna bir şey diyemem."

6- Gezi Parkı olayları. Bülent Arınç'ın başbakan uçaktayken yaptığı açıklama yenidir.  Ve akabinde başbakan tarafından reddedilmesi, hatta bazı iddialara göre başbakanın dönüşünde ciddi şekilde tartışmaları. (bu iddiadır ) 

Bunlar aklıma ilk gelenler. Osman Baydemir'le iyi geçinmesi (üstelik o dönemler BDP'nin meclisten çıkartılacağı konuşuluyor ), başbakanın desteklediği davalar için yaptığı açıklamalar hep arşivlerde bekliyor. 

Bütün bunlar olmuşken Bülent Arınç'ın bugün yaptığı açıklamalardan ciddi kriz bekleyen avcunu yalar. Bülent Arınç bu döneminin son dönem olduğunu defalarca dile getirmiştir. Sanki birden bire siyasete ara vereceğini söylemek , bundan AK Partiyi parçalayacak bir kriz ummak hayalciliktir. Abdullatif Şener gibi bir örnek varken, Milli Görüş kanadından gelen hiç bir isim kolay kolay isyan bayrağı açamaz. Hele Bülent Arınç gibi  yılların kurt siyasetçisi bunu asla yapmaz. Evet gönlünden Cumhurbaşkanlığı geçmektedir. Bunun içinde başbakan gibi gerilim değil, uzlaşmacı bir profil çizmek istemektedir. Fakat bu tutup da gemileri yakacağı anlamına gelmez.  Kimse boşa hayal görmesin. 

Acı olan, bu kadarcık bir gerilimin bile "iktidarı yıktık" sevinciyle karşılanmasıdır. Ak partiyi yenmek için Ak Parti içinden muhalif birilerinin çıkmasını beklemek Türk Siyasetinin kabızlığına örnek olarak yeter.