Pinperest

28 Mart 2020 Cumartesi

Ezikliğinize, kompleksinize hatta kafirliğinize koronavirüsü bahane etmeyin


Çin’in Vuhan kentinde 2019’un son aylarında ortaya çıkan yeni tip Korona virüsü tüm dünyayı esir aldı. Evden çalışabilenler evden çalışıyoruz, işe gitmek zorunda olanlar hiçbir yere dokunmadan günde beş yüz kere yıkayarak, bolca kolanya dökerek, yaşıyoruz.

Dünyanın en müreffeh ülkeleri olarak gösterilen Almanya, İtalya, Fransa, ABD, İspanya, İngiltere gibi ülkelerde yaşananları sinema filminde izlesek “yok artık, abartmışlar” diyebilirdik. Binlerce insan hastalıktan ölüyor, belki binlercesinin de ölümü saklandı. Dünyanın en planlı ülkelerinden biri olduğu söylenen, bizim de öyle bildiğimiz İngiltere resmen döküldü.

UNİCEF, ABD gazeteleri vs. sürekli “elinizi yıkayın, ama sıradan değil, parmak aralarınızı, tırnaklarınızı, bileklerinizi, elinizin dış kısımlarını da yıkayın” diyerek bizde bilemeyenin ayıplandığı, ebeveynlerin çocuklarına ilk öğrettiği şeylerden biri olan el yıkamayı öneriyor.

İspanya’da huzurevinden kaçan görevliler yüzünden ölmüş halde bulunan yaşlılar var. Dünyanın süper gücü ABD’de Teksas Vali Yardımcısı olan kişi “yaşlılarımız ölebilir, ekonomimiz bozulmamalı” dedi.

Herkesin eve girdiği, makarnanın, beyaz unun, elini yıkamanın kıymete bindiği bir ortamı yaşıyoruz.

Sosyal medyada, kafir oldukları her hallerinden belli olanlar ve bu kafirlere karşı imanlı oldukları için ezik hissedenler öyle bir vaziyete büründü ki Koronavirüs geldiği için sanki İslam haşa ve kella ilga oldu. Artık kurallarına uyulacak tek gerçek var! O da bilim. Buna delil olarak da dinsiz imansız kitapsız Çin’in “başarısını” gösteriyorlar.

Oysaki aynı Çin 2019 yılının son aylarında ortaya çıkan virüsü sakladı. Virüsü ortaya çıkartan doktoru tutukladı. Virüsün insandan insana geçtiğini sakladı. Virüs konusunda açıklama yapacak Dünya Sağlık Örgütünü susturdu. Karantinaya aldığı insanların akıbetler konusunda yalan söyledi ve şimdi de dünyaya virüs ile mücadele dersi vermeye çalışıyor. İspanya ve Hollanda'ya yolladığı tıbbi malzemeler hatalı çıktı.

Çin böyleyken İtalya’da virüs başladığında Çinliler ile kaynaşma, öpüşme etkinlikleri düzenlendi. ABD’de Trump “havalar ısınınca her şey düzelir” dedi.

Şu an ABD’de (28.03.2020 Reuters anlık verisine göre) 119.938 vaka var. Tüm dünyada ise bu rakam şu an 656.260.

Medenî ülkelerin birbirlerine gidecek tıbbi malzemeleri çaldığı, modern insanların tuvalet kağıdı için birbirini tekmelediği bir ortamda insanların akıl ve ruh sağlıklarını korumak için dine yönelmeleri oldukça doğaldır.

Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de böyle oldu. Dua ediyoruz, mahzunuz zira iki haftadır Cuma namazı kılamadık. Mahzunuz zira camilerimizde cemaat ile namaz kılamıyoruz. Mahzunuz zira anamızı babamızı görmeye gidemiyoruz. Elimizde de sadece dua etmek kalıyor.

Fakat ne olduysa, bazı Müslümanlıklarından utanan ama bunu açıkça söyleyemeyen yazarlar virüs nedeniyle İslami anlayışımızın da değişmesi gerektiğini iddia ettiler. Tek vazifeleri Ebu Leheb ve Ebu Cehil’in mirasını sürdürmek olan bazı kafir isimlerde “Bakın din diyordunuz, hadi gelsin sizi camileriniz, imamlarınız, dininiz kurtarsın. Bilime tabi olacaksınız” diyerek pandemik salgından bile küfürlerini arttıracak bir şey bulacak kadar nasipsiz olduklarını gösterdiler.

Kafirlere bir şey anlatmanın gereği yok. Onlar İslam’a dair ne görseler kudurmuş köpek gibi agresifleşiyorlar.

Fakat her olayda İslam’ı suçlu, aciz ya da çağdışı görmeye hazır ezik, kompleksi, Müslümanlıklarından utanan “Müslüman” kitlenin durumu çok daha vahim.

Bu Müslümanlıklarından utanan bazen de saklayan kitlenin tek vasfı vardır: “Eskiden Müslüman mahallesinde yer almaları”. Bu Mehmet Bekaroğlu için de böyledir, Levent Gültekin için de böyledir. Misal şimdilerde Müslümanlara ne kadar “ahmak ve cahil” olduğunu anlatan büyük mütefekkirimiz Dücane Cündioğlu vaktiyle Kelam dersi vermiş olmasa, Cemil Meriç üzerine çalışmasa, Elmalı Hamdi Yazır’ın mealini neşretmese yaranmaya çalıştığı zümrede kimse tarafından ciddiye alınmaz.

Mesela Karar gazetesinde yıllardır “Müslümanlar olarak Allah bizim belamızı versin, bakın Avrupa ne kadar güzel ve demokrat” minvalinde yazılar yazan Mehmet Ocaktan Müslüman mahallesinden gelmese kim onu ciddiye alır?

Yemeğim tuzlu oldu İslam’ın reforma ihtiyaca var

Aslında Müslümanlığıyla sorunu olanlar için Koronavirüs vakası ilk değil. AK Parti iktidarının hatası yüzünden İslam’dan soğuyanlar, 15 Temmuz olduğu için DEİST olanlar, İphone’u Müslüman biri çıkarmadığı için İslam’a küsenler, dans edemediği için ateist olan, camide namaz kılarak “safları sıklaştırın cemaat” derken suratı asık olduğu için artık camiye gelmeyenler ne ararsanız var memleketimizde.

Bu kalıpların en güzeli ise “İslam dünyasının içinde bulunduğu durum”dan ötürü İslam’dan soğuyanlar olması. İslam çünkü onlara Müslüman olduklarında “bir yazlık bir kışlık bir de baharlık yurt, 10 tane farklı araba, sağlıklı vücut, vs ne istiyorlarsa onu” vaat ediyordu bu dünyada.

Sanki İman ettiğimiz için haşa ve kella Allah bize borçlu oluyor. Halbuki imanı bize lütfettiği için malımızı, canımızı Allah yolunda harcasak şükrümüzü ifa edebilir miyiz belli değil. E öyleyse Çin’de en iyi ihtimalle yarasa yendiği için dünyaya musallat olan bir bela yüzünden İslam’ı, Müslümanları, Duayı suçlamanın mantığı nedir?

Taptığınız bilim çareyi buldu mu? Hayır? Haram helal dairesi gözetilse bu salgın çıkar mıydı? Hayır. Hastalıktan korunmak için ne öneriliyor? Hz. Muhammed (S.A.S)’in “salgın olan yere girmeyin, salgın olan yerden çıkmayın” emri ve imanı tamamlayan temizlik. Tedavi için ilaç bulunsa bunu kullanmakta İslami açıdan bir sıkıntı var mı? Yok. 

Bizler, zenginliğe, fakirliğe, sağlığa, hastalığa, gençliğe, yaşlılığa birer imtihan olarak bakarız. Zenginken, sağlıklıyken ve gençken şükrümüzü eda etmeyi, fakirken, hastayken ve yaşlıyken sabredenlerden olmayı amaçlarız. 

Bakın yazıyı bitirene kadar vaka sayısı 658 519 oldu. Yani 2259 kişi daha hastalar arasında yer alıyor.

Öyleyse dua edelim de Allah bu belayı tez zamanda üzerimizden def etsin. Dua edelim de bu işin tedavisiyle uğraşan doktor ve araştırmacıların kalplerine ilham versin ki şifa olacak ilacı bulsun. Dua edelim ki bu hastalığın şifasını bulacak olanları insanları sömürmesin. Dua edelim ki Allah bize bu belayı verirse sabredenlerden olalım.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder