Çin’in Vuhan kentinde 2019’un son aylarında ortaya çıkan
yeni tip Korona virüsü tüm dünyayı esir aldı. Evden çalışabilenler evden
çalışıyoruz, işe gitmek zorunda olanlar hiçbir yere dokunmadan günde beş yüz
kere yıkayarak, bolca kolanya dökerek, yaşıyoruz.
Dünyanın en müreffeh ülkeleri olarak gösterilen Almanya,
İtalya, Fransa, ABD, İspanya, İngiltere gibi ülkelerde yaşananları sinema
filminde izlesek “yok artık, abartmışlar” diyebilirdik. Binlerce insan
hastalıktan ölüyor, belki binlercesinin de ölümü saklandı. Dünyanın en planlı
ülkelerinden biri olduğu söylenen, bizim de öyle bildiğimiz İngiltere resmen
döküldü.
UNİCEF, ABD gazeteleri vs. sürekli “elinizi yıkayın, ama
sıradan değil, parmak aralarınızı, tırnaklarınızı, bileklerinizi, elinizin dış
kısımlarını da yıkayın” diyerek bizde bilemeyenin ayıplandığı, ebeveynlerin
çocuklarına ilk öğrettiği şeylerden biri olan el yıkamayı öneriyor.
İspanya’da huzurevinden kaçan görevliler yüzünden ölmüş halde bulunan yaşlılar var. Dünyanın süper gücü ABD’de Teksas Vali Yardımcısı olan kişi “yaşlılarımız ölebilir, ekonomimiz bozulmamalı” dedi.
Herkesin eve girdiği, makarnanın, beyaz unun, elini
yıkamanın kıymete bindiği bir ortamı yaşıyoruz.
Sosyal medyada, kafir oldukları her hallerinden belli
olanlar ve bu kafirlere karşı imanlı oldukları için ezik hissedenler öyle bir
vaziyete büründü ki Koronavirüs geldiği için sanki İslam haşa ve kella ilga
oldu. Artık kurallarına uyulacak tek gerçek var! O da bilim. Buna delil olarak
da dinsiz imansız kitapsız Çin’in “başarısını” gösteriyorlar.
Oysaki aynı Çin 2019 yılının son aylarında ortaya çıkan
virüsü sakladı. Virüsü ortaya çıkartan doktoru tutukladı. Virüsün insandan
insana geçtiğini sakladı. Virüs konusunda açıklama yapacak Dünya Sağlık
Örgütünü susturdu. Karantinaya aldığı insanların akıbetler konusunda yalan
söyledi ve şimdi de dünyaya virüs ile mücadele dersi vermeye çalışıyor. İspanya ve Hollanda'ya yolladığı tıbbi malzemeler hatalı çıktı.
Çin böyleyken
İtalya’da virüs başladığında Çinliler ile kaynaşma, öpüşme etkinlikleri düzenlendi.
ABD’de Trump “havalar ısınınca her şey düzelir” dedi.
Şu an ABD’de (28.03.2020 Reuters anlık verisine göre) 119.938
vaka var. Tüm dünyada ise bu rakam şu an 656.260.
Medenî ülkelerin birbirlerine gidecek tıbbi malzemeleri
çaldığı, modern insanların tuvalet kağıdı için birbirini tekmelediği bir
ortamda insanların akıl ve ruh sağlıklarını korumak için dine yönelmeleri
oldukça doğaldır.
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de
böyle oldu. Dua ediyoruz, mahzunuz zira iki haftadır Cuma namazı kılamadık. Mahzunuz
zira camilerimizde cemaat ile namaz kılamıyoruz. Mahzunuz zira anamızı babamızı
görmeye gidemiyoruz. Elimizde de sadece dua etmek kalıyor.
Fakat ne olduysa, bazı Müslümanlıklarından utanan ama bunu
açıkça söyleyemeyen yazarlar virüs nedeniyle İslami anlayışımızın da değişmesi
gerektiğini iddia ettiler. Tek vazifeleri Ebu Leheb ve Ebu Cehil’in mirasını
sürdürmek olan bazı kafir isimlerde “Bakın din diyordunuz, hadi gelsin sizi
camileriniz, imamlarınız, dininiz kurtarsın. Bilime tabi olacaksınız” diyerek
pandemik salgından bile küfürlerini arttıracak bir şey bulacak kadar nasipsiz
olduklarını gösterdiler.
Kafirlere bir şey anlatmanın gereği yok. Onlar İslam’a
dair ne görseler kudurmuş köpek gibi agresifleşiyorlar.
Fakat her olayda İslam’ı suçlu, aciz ya da çağdışı görmeye
hazır ezik, kompleksi, Müslümanlıklarından utanan “Müslüman” kitlenin durumu
çok daha vahim.
Bu Müslümanlıklarından utanan bazen de saklayan kitlenin
tek vasfı vardır: “Eskiden Müslüman mahallesinde yer almaları”. Bu Mehmet
Bekaroğlu için de böyledir, Levent Gültekin için de böyledir. Misal şimdilerde
Müslümanlara ne kadar “ahmak ve cahil” olduğunu anlatan büyük mütefekkirimiz
Dücane Cündioğlu vaktiyle Kelam dersi vermiş olmasa, Cemil Meriç üzerine
çalışmasa, Elmalı Hamdi Yazır’ın mealini neşretmese yaranmaya çalıştığı zümrede
kimse tarafından ciddiye alınmaz.
Mesela Karar gazetesinde yıllardır “Müslümanlar olarak
Allah bizim belamızı versin, bakın Avrupa ne kadar güzel ve demokrat”
minvalinde yazılar yazan Mehmet Ocaktan Müslüman mahallesinden gelmese kim onu
ciddiye alır?
Yemeğim
tuzlu oldu İslam’ın reforma ihtiyaca var
Aslında Müslümanlığıyla sorunu olanlar için Koronavirüs
vakası ilk değil. AK Parti iktidarının hatası yüzünden İslam’dan soğuyanlar, 15
Temmuz olduğu için DEİST olanlar, İphone’u Müslüman biri çıkarmadığı için İslam’a
küsenler, dans edemediği için ateist olan, camide namaz kılarak “safları
sıklaştırın cemaat” derken suratı asık olduğu için artık camiye gelmeyenler ne
ararsanız var memleketimizde.
Bu kalıpların en güzeli ise “İslam dünyasının içinde
bulunduğu durum”dan ötürü İslam’dan soğuyanlar olması. İslam çünkü onlara
Müslüman olduklarında “bir yazlık bir kışlık bir de baharlık yurt, 10 tane
farklı araba, sağlıklı vücut, vs ne istiyorlarsa onu” vaat ediyordu bu dünyada.
Sanki İman ettiğimiz için haşa ve kella Allah bize borçlu
oluyor. Halbuki imanı bize lütfettiği için malımızı, canımızı Allah yolunda
harcasak şükrümüzü ifa edebilir miyiz belli değil. E öyleyse Çin’de en iyi
ihtimalle yarasa yendiği için dünyaya musallat olan bir bela yüzünden İslam’ı,
Müslümanları, Duayı suçlamanın mantığı nedir?
Taptığınız bilim çareyi buldu mu? Hayır? Haram helal
dairesi gözetilse bu salgın çıkar mıydı? Hayır. Hastalıktan korunmak için ne
öneriliyor? Hz. Muhammed (S.A.S)’in “salgın olan yere girmeyin, salgın olan
yerden çıkmayın” emri ve imanı tamamlayan temizlik. Tedavi için ilaç bulunsa
bunu kullanmakta İslami açıdan bir sıkıntı var mı? Yok.
Bizler, zenginliğe, fakirliğe, sağlığa, hastalığa, gençliğe, yaşlılığa birer imtihan olarak bakarız. Zenginken, sağlıklıyken ve gençken şükrümüzü eda etmeyi, fakirken, hastayken ve yaşlıyken sabredenlerden olmayı amaçlarız.
Bakın yazıyı bitirene kadar vaka sayısı 658 519 oldu.
Yani 2259 kişi daha hastalar arasında yer alıyor.
Öyleyse dua edelim de Allah bu belayı tez zamanda
üzerimizden def etsin. Dua edelim de bu işin tedavisiyle uğraşan doktor ve
araştırmacıların kalplerine ilham versin ki şifa olacak ilacı bulsun. Dua
edelim ki bu hastalığın şifasını bulacak olanları insanları sömürmesin. Dua edelim
ki Allah bize bu belayı verirse sabredenlerden olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder