Pinperest

23 Nisan 2019 Salı

Ahmet Davutoğlu'nun açıklamasının düşündürdükleri



31 Mart seçimleri tam olarak bitmeden AK Parti içerisindeki yeni bir parti kurma hazırlığı içerisindeki muhalif kanadın açıklamaları gelmeye başladı. Önce eski Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ sonra eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve nihayetinde eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları geldi.

Bu açıklamaların ortak noktalarıysa şunlar oldu:

1) Ak Parti bu seçimin kaybedenidir.
2) Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yanlıştır. Sistemden geri dönüş olmalı. Eğer bu olmuyorsa Erdoğan Partili Cumhurbaşkanı olarak devam etmemeli.
3) "Bizi" gönderdiniz böyle oldu.
4) AK Parti'nin MHP ile ittifakı yanlıştır. Toplumu geren bu ittifak sonlandırılsın
5) AK Parti'nin yenilenmeye ihtiyacı var.

Bu iddialara tek tek cevap vermek mümkün. Fakat öncelikle şunu hatırlatmak gerekiyor. Bu iddiaların merkezinde "Ak Parti'nin İstanbul'da büyükşehir belediyesini kaybetmesi" yatıyor.

Ak Parti’nin oy kayıplarının nedenleri?

İstanbul diyorum zira Ankara'da son 2 belediye seçimleri AK parti için hayli sancılı geçmişti. Antalya'da bir gelen bir giden şehirdi.

Adana, Mersin ve Hatay'daki kayıplar o illerdeki demografik yapı aday ve karşıdaki ittifakın yapısını ele alarak değerlendirmesi gereken sonuçlar. Söz gelimi Mersin'de eski Belediye Başkanı Karaduman'ın aday gösterilmediği için İyi Parti'ye geçmesi ve İyi Parti il yönetimi tarafından önünün kesilmesi CHP-İYİ parti ittifakını doğal olarak ortaya koydu.

İlleri tek tek anlatabilirim hepsinin özel sebepleri ve sonuçları var. AK Parti’nin yanlış aday seçimi, HDP faktörü, ekonomik durum vs çok şey söyleyebiliriz. Söz gelimi AK Parti “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” tasarısını meclisten geçirseydi bu seçim sonuçları nasıl olurdu kestiremiyoruz.  Ya da muhtarlık seçimi için köylerine gidenlere bir çözüm bulunsa aynı sonuçla karşılaşır mıydık? Bu sorulara kesin bir cevap vermek zor. Ankara’da Başkanlığı kazanan Mansur Yavaş’ın EYT’lilerin sorunlarını çözeceğiz diye oy aldığını hatırlatmakta fayda var.

Bütün bunların dışında seçimlerin sonuçlarını iyi tahlil etmek için Youtube üzerinde en çok izlenen videoları, dinlenen şarkıları, hatta çok okunan kitapları bile iyice tahlil etmek gerekiyor.

İstanbul için geleneksel seçim analizlerini kullanarak pek çok neden sayabilirim ama bunu yapmayacağım. Çünkü İstanbul'daki seçimlerin yenilenme ihtimali var. Ak Parti ve MHP Maltepe, Büyükçekmece ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin yenilenmesi için başvurdu.

Fakat gerek Özdağ gerek Temurci gerekse Davutoğlu'nun paylaşımlarında bu itiraza ve seçimde yaşananlara yönelik tek satır bir laf yok. Bu üç isim AK Parti’den hâlâ partimiz olarak bahsederken partinin yaptığı itiraza ve ortaya çıkan bilgilere dair bir yorum yapmıyor. Partinin politikalarına muhalefet etmek partinin yaptığı itiraza dair bir söylememeyi mi gerektiriyor bunun takdirini okuyanlar versin.

Davutoğlu’nun açıklamasında çok sayıda madde var. Sayın Davutoğlu’nun düşünce özgürlüğüne verdiği önemi maddelerde görebiliyoruz. Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren gazetecilerin kovulduğunu herkes bildiği için bu konuya girmeye bile gerek yok.

Benim eleştireceğim nokta Sayın Davutoğlu ülkede yaşananlardan bu kadar rahatsızsa ve 3 yıldır bunları Erdoğan’la paylaşıyorsa demek ki ciddiye alınmıyor. Neden ikinci uyarısından sonra bunu kamuoyu ile paylaşıp AK Parti Genel Başkanlığına yeniden aday olmadı ya da yeni bir parti kurmadı. Çizdiği tablo çok kötü ve yıllardır bunu söylediği halde düzelmiyorsa neden şimdi aldığı sorumluluğu o zaman almadı da yerel seçimlerde sonuçların "kötü çıkmasını" bekledi? Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu ülkeye zarar veriyorsa 16 Nisan Referandumu öncesinde açık açık buna karşı çıkması gerekmez miydi?

Hayır, amaç Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanlığı’ndan ayrılıp bu makama Ahmet Davutoğlu’nun “seçilmesi” ise Sayın Davutoğlu bunu açıkça söyleyebilirdi. Böyle kelime oyunları ile zaman harcamaya gerek kalmazdı.

MHP ile ittifak meselesi

AK Parti’nin “oy kaybı”na gerekçe olarak gösterilen en önemli sebeplerden biri de MHP ile ittifak kurması oldu. Onlara göre HDP seçmeni, Saadet Partili adaylara Adıyaman ve Urfa’da (üstelik ikisi de eski AK Partili vekil) oy verebilir, aynı seçmen İyi parti ile aynı adaya oy verebilir, hatta Ankara’da MHP geleneğinden gelen Mansur Yavaş’a oy verebilir ama AK Parti’ye MHP ile ittifak yaptığı için oy vermez. Ama Hakkâri ve Ağrı’da verdi? Dahası Ak parti HDP’nin birinci olduğu bölgede hâlâ 2. Parti olmaya devam ediyor.

HDP seçmenin AK Parti’ye oy vermesi ancak PYD’nin şartlarını Türkiye kabul ederse geçerli olacak. Olayın MHP ile kurulan ittifakla bir alakası yok. Neticede bu seçmen Alman AfD’ye rahmet okutan İyi Parti’ye oy verebiliyor. Ak Parti’ye mi vermeyecek?

Bitirirken

Ahmet Davutoğlu’nun FETÖ, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’deki egemenlik hakları, ABD’den gelen S-400 tehditleri, BAE ve Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye yönelik düşman siyasetine dair değerli görüşlerini merak ediyorum. “İnsanlık tarihinin en yoğun dönüşümlerinin yaşandığı, toplumlar arası iletişim ve etkileşimin olağanüstü bir hız kazandığı, büyük imkânların ve risklerin aynı ölçüde ve eşzamanlı olarak devreye girebildiği bir tarihi sürecin içinden geçiyoruz. Zamanın ruhu tarihi akışın ivme kazanmış olması” cümleleriyle geçiştirilemeyecek kadar hassas bir dönemdeyiz.

Kafamda deli sorular?

Ahmet Davutoğlu madem görüşlerini rahatça açıklama kararı aldı, PKK’ya açık destek veren ve Erdoğan’ı Lahey’de yargılatmak isteyen malum bildiri için hâlâ aynı fikirde mi? Türkiye DEAŞ’a silah verdi diyen Can Dündar’ın serbest kalmasının hâlâ doğru fikir olduğunu düşünüyor mu? PKK 2012 şartlarına dönerse tekrar açılım sürecine dönmeli miyiz? Avrupa ve ABD’de sürekli olarak bizi önce NATO’dan çıkarmayı sonra da askeri anlamda cezalandırmayı düşünen entelektüellere karşı ne yaptı?

CHP+Saadet İttifakı Konya’dan iki vekil çıkartırken Sayın Davutoğlu memleketindeki seçim çalışmalarına iştirak etti mi? Öyle ya madem AK Parti’den hâlâ partimiz diye bahsediyor, partisi için çalışması gerekmez miydi? Son olarak madem AK Parti Sayın Davutoğlu’nun da partisi 2 yıldır sağ da solda “yeni parti hazır” diyenlerden tanımadığı kimse var mı?