01 Kasım 2015 seçimleri bitti. Seçimin sonucu kimsenin
beklemediği bir şekilde sonuçlandı. Herkes Ak Partinin 1. Parti olacağını
biliyordu da tek başına iktidarın geleceği, gelse bile bu kadar net ezici bir
sonuçla geleceğini kimse tahmin etmiyordu.
Sonuçlar Ak Partinin yoruma mahal bırakmayan zaferini
gösterdiği andan itibaren Ak Partiye çağrılar gelmeye başladı. Önce Ertuğrul
Özkök, sonra Hürriyet çağrı yaparak Ak Partiden Başbakan Davutoğlu’nun balkon
konuşmasında yaptığı gibi gerilimi sonlandırmak için adımlar atmasını istedi.
7 Haziran seçimlerinden bir gece önce haber ajansının resmi
hesabından “Diktatörden hesap sorun, oyunuzu HDP’ye verin” twiti atan Doğan
Grubunun yaptığı biat etmek olarak yorumlayanlar yanılıyor. Doğan Grubu’nun
“başarısının sırrı” değişen her siyasi konjonktürde güçlüden taraf olmak,
mevcut iktidarla (hükümet değil )iyi geçinmek, onu yönlendirmeye çalışmak ve
anlaşamazsa yeni bir alternatif yaratmak veya kendi içinde bir çatışma ortamı
yaratarak güçsüzleştirme yoluna gitmek ve en sonunda yok etmekte gizli.
7 Haziran Öncesi Ak partinin tek başına iktidar
olamayacağını ve CHP MHP HDP koalisyonu kurulabileceğini öngördüğü için tüm
mesaisini HDP’nin parlatılmasına harcadı. 7 Haziran sonrası MHP’nin kapıları
kapatması sonrasında Ak PARTİ CHP koalisyonunun ne kadar iyi olduğunu İTO
başkanının da yoğun çabasıyla Hürriyette görmeye başladık.
Koalisyon kurulmayıp seçimin tekrarlanacağı andan itibaren
Ak partiye taarruzlarını hızlandıran Doğan Grubu bu uğurda PKK’nın şehit ettiği
asker ve polisleri sanki gripten ölmüşler gibi haberleştirmeye, PKK’nın
öldürdüğü sivilleri özellikle çocuklarıysa hiç görmemeye başladı. Bu çarpıtma o
kadar aleni yapıldı ki, Dağlıca’da meydana gelen PKK saldırısı sonrası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayında yaptığı açıklamayı bilerek
çarpıtarak verdiler ve yayılmasına neden oldular. Bu haber sonrasında Ak Parti
gençlik teşkilatının yaptığı protesto gösterisiyle dünyayı ayağa kaldırdılar.
Hatta bu saldırı sonrasında feda ettikleri çatlayan kutsal kapı camı Erdoğan ve
Ak parti karşıtlarının hacı olmak için ziyaret ettikleri mekân haline geldi.
İpek-Koza grubuna kayyum atanması sonrasındaysa “Ak
Parti’nin gidici olduğu” tezini işlemeye başladı. (Ertuğrul Özkök’ün son hafta
yazdıkları Hürriyet Arşivde yok sanırım teknik bir hata var ? )
Ak Parti daha önceki seçimlerde de Doğan Grubuyla kavga
etmiş seçim sonrası Doğan Grubunun yumuşamasıyla uzlaşma yoluna girmişti. Eline
7 Haziran-1 Kasım arası yaşadıkları geçti. Her seferinde barıştıkları Doğan
Grubu ilk fırsatta tekme atmaya devam etti. Toplumsal barış adına, Türkiye’nin
selameti ve kutuplaşmanın önlenmesi adına yapılacak olan Doğan Grubu ile
tekrardan uzlaşmak değil onların hükümet kurucu/yönetici/yıkıcı gücünü bir daha
geri gelmeyecek şekilde kırmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder