www.tsk.tr sayfasını açıyorsunuz
ve sizi bir marş karşılıyor. Coşku
dolu. Tutmayın küçük
enişteyi. Ben yıldırımlarla toprağı
kırbaçlayan Zeus’un nesliyim, Gök
Tengri’nin ışıkla manita yolladığı kaanların sulbüyüm. Ben mükemmelim. Haşin ve
gaddarım. Bir jete atlayıp Yunan kara
sularına doğru bir sorti yapma arzusu doluyor içime. Olimpos’a kanla vuracağım
mührümü.
Marş şakaklarımda inliyor. Aklım savruluyor. Allah Allah nidalarıyla taarruz ederek
Teşvikiye Camii’nin minaresinin kontrolünü ele geçirmek ve gür bir sesle Türkçe ezan okumak
istiyorum. Göklerden sanki bir ses
yükseliyor. Kemerimden kasaturamı çıkarıyorum. Avluda ne kadar sakallı varsa
onları tıraş ediyorum. Kartallar
yuvalarından kalkıyor, güneş çılgın gibi içimize işliyor. Tüm korunma
reflekslerim harekete geçiyor. irfanla
yazılmış Cumhuriyet gazetesinin sayfalarından şapka yapıyorum herkesin
kellesine geçiriyorum. İtiraz edeni yere
yatırıyor balyozlar indiriyorum.
Kapının çalınmasıyla kendime geliyorum.
***
Sitede dolaşırken anlı şanlı slogan aklıma geliyor. Güçlü ordu güçlü
Türkiye. Neden güçlü sanayi güçlü Türkiye değil, neden güçlü yasama güçlü
Türkiye değil, neden güçlü sanat güçlü
Türkiye değil? Bu sözden rahatsız olan kaç kişi vardır?
İddia ediliyor ki askerle muhafazakarların arasında çatışma var.
Militarizme savaş (!) açmışlar. Tamamen
safsata. Onlar bayılırlar askeri
destanlara. Amerika’nın kondomu olmak
için dünyanın dört bir köşesine gidip dönenlere gazi der ve orada sağda solda
uçan meleklerin masallarını anlatırlar.
Halkın nazarında itibar kaybediyormuş ordumuz. Çok bilenler ve siyasi
rant peşinde koşanlar bunu sivilleşmeye doğru güçlü adım olarak ilan ediyor ve
ben bunu duydukça gülmeme engel olamıyorum.
Fehmi Korugiller ve birkaç yandan yırtmaçlı liberalin mevcut pozisyonu
düze çekip hukuksuzlukları kitabına uydurma telaşı. İtiraf edin halkımız bayılıyor üniformaya.
Onların sorunu üniformayı hangi mantaliteye sahip kişinin taşıdığıyla
ilgili. laikliği en sert biçimiyle yorumlayıp
dayatan ve silah kullanma yetkisi kendisine devredilmiş bir kurum, yerini bürokratik ve anayasal olarak sağlama
almak için tüm dünyada giyotine
gönderilmiş pozitivist felsefeden ilhamını alarak dinle kavga ediyor ve bunlar
ifşa edilince güven namına kendini tüketiyor. Tüm bu kavganın beşiği ergenekon
örgütü ve darbe girişimi iddiaları. Generaller sorguya alınıyor ve tsk
rahatsız. Söylentiye göre istifa ederiz tehdidinde bulunmuşlar hükümete. İddia ediyorum kuvvet komutanları istifa
yerine toptan umre’ye gitseler anketler terse döner, tsk itibar kazanır, huzur içerisinde tekrar
ülkelerini yönetebilir ve siyasete müdahale edebilirler. 28 şubat’ın
borazancıbaşılığını yapan medya grup yöneticileri şimdi Osmanlıcı
kesildiler, bilumum islamcı onları
bağrına bastı bunları göremiyor musunuz?
Görüntüde kavga Le Message soundtracki ile Moonlight Sonata
arasında. Orkestra kararsız hangisini
çalsa bilemiyor. Kakafoni tüm sinirleri geriyor. Herkes haberlere kilitlenmiş
vaziyette. Ömürlerince askerin tokadını yememiş inönü kulaklı cengaverler genelkurmay
başkanlığı'ndan bir rest beklerken biraz da biz fiş keselim diyerek iktidarı
karhaneye çevirenler, polis eşliğinde uygunsuz adımlarla yürüyen subaylar
görünce geniş geniş gülüyor. İşin
gerçeği tüm mücadele Türkiye’nin
kuruluşundan beri iktisadını yönlendiren büyük sermayedarların hem kendi hem de
seksen sonrası gelişen anadolu kapitali arasında cereyan ediyor. Krizleri
yiyerek ve parsayı toplayarak midelerini dolduruyorlar. Safdillerin önüne bir parça ekmek atıyor,
bununla oyalanıp bize şükranlarınızı sunun diyorlar.
…
Bu yazıyı sabaha karşı dörtte yazıyorum. Harbiye marşı'yla başlayıp
İzmir marşı'yla yatağa girmeyi düşünüyordum. Son bir defa yazdığımı okudum evet
ve hayır dememeye gayret ettim. Erkan Yolaç aniden belirip haykırabilirdi ve
gecenin bir körü ikinci bir şok yaşamak becel'le beslenmeyen kalbime iyi
gelmeyebilirdi.
Sonsözleri hiç beceremem. Ben de kolay bir yola başvurayım bir
alıntıyla konuyu bağlayayım; sümer
tabletlerinde bulduğum ve en aryan taraflarımla tercüme ettiğim bir kasideyi
siz okurlarımıza yapım şirketimiz adına onur duyarım.
zevk-i tigundan aceb yoh olsa gönlüm rap rap
ol devirde bırağmuştu tankları sincana sû
(senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden benim gönlüm rap
rap olsa buna şaşılmaz. asker tankları da sincan'a bir zamanlar bırakmıştı)
suya virsün bâğ-bân hükümeti zahmet çekmesün
darbeperest niyaz ile secde ider kıblesi sû
(bahçıvan hükümeti askere versin, boşuna yorulmasın; darbeperestler
yalvarıp secde eder kıblesi asker.)
huruc arzusuylan ger ölsem dostlar
postal eylen derim bassın anunla turaba sû
(dostlarım! şayet isyan arzusuyla ölürsem eğer, postal eyleyin derimi
onunla toprağa bassın asker)
hürriyet ser-keşlük kılur efkarın niyâzından
meger dâmenin duta ayağının altında eze sû
(hürriyet aydınların niyazından dolayı dikbaşlılık ediyor. meger
askerin ayağının altında ezmesi onu kurtarabilir(miş) )
kebir anıtına her dem durmayup eyler güzâr
aşık olmış galibâ ol hatırana halk ki sudan alâ sû
(askerden daha asker halk, büyük anıtına doğru durmadan akar. galiba
hatırana aşık olmuşlar.)
iman iderler içmek ister kemalizmin kanın meger
bir reng ile demokrasi budağınun mizâcına gire kurtara sû
(inanıyorlar ki demokrasi fidanı bir hile ile kemalizmin kanını içmek
istiyor; bunu engelleyebilmek için askerin gül dallarının damarlarına girerek
demokrasi ağacının mizacını değiştirmesi gerekir.)
tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
göya ıktidâ kılmış târîk-i mustafa kemal'e sû
(güya askerler mustafa kemal'in yoluna uymuş dünya halkına temiz
yaratılışını açıkça göstermiştir.)
kılmağ içün tâze ebedi riyaset makamın
mu'cizinden bellemiş damalda heyulasını sû
(gazi'nin sonsuz liderlik makamının tazeliğini sağlamak için mucizesi
bilmiştir damal'daki gölgesini.)
mu'cizi anulur âlemde ki yek başına
kesti yetmiş min küffar yunanı gerekmez ana sû
(mûcizeleri anılır hala alemde, tek başına yetmiş bin yunan kâfirini
kesti gerekmez ki ona asker)
bim-i irtica nâr-ı gam salmış dil-i safdillere
ümitvarlar ebr-i ihsân sepe ol nâra sû
(irtica korkusu, safdillerin gönlüne gam ateşi salmış, askerin bu ateşe
ihsan bulutu serpeceğinden ümitvarlar)
Hâk-i cuntaya yetem dir ömürlerdir bîçare
Başın daşdan daşa urup gezer darbeder, sû
(Darbeci, cuntanın toprağına ulaşayım diye, başını taştan taşa vurarak
ömürler boyu, çaresiz gezer)
lakin ümidim oldur ki rûz-ı darbe gelmeye
hiç bir çirkin davete icab etmeye sû
(ancak askerin hiç bir çirkin davete icab etmemesini ve darbe gününün
gelmemesini ummaktayım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder